Lezzetli Yemek Tarifleri

MEYVELİ PARFE


Malzemeler:
2 adet Halley
1 paket kakaolu kremalı bisküvi
1 portakal
2-3 kayısı
2-3 çilek
1 kivi                                           
1adet krem şanti paketi(1kutunun içinde 2 adet)
1 su bardağı süt
ceviz
Süslemek için:kiraz
YAPILIŞI:
Geniş bir kapta krem şanti ve süt karıştırılarak hazırlanır.
Meyveler küçük küp şeklinde kesilir.
Hallay bıçakla küp şeklinde kesilir.Bisküviler de iri parçalanır.
Tüm malzemeler krem şanti ile karıştırılır.
Bir kabın içine poşet yerleştirilir.İri parçalanmış ceviz kabın içine alta yayılır.
Karışım,cevizlerin üzerine dökülerek  düzleştirilir.
Derin dondurucuda 1-2 saat bekletilir.
Dolaptan çıkan kap, ters çevrilerek başka bir kaba aktarılır.
Kiraz ile süslenerek servis edilir.

NOT:İç harcına sevdiğiniz farklı meyveler kullanılabilir.Süslemek için de aynı şekilde farklılık olabilir.

BAKLA KAVURMASI


Malzemeler:
500 gr taze bakla
2 orta boy  kuru soğan
1/2 demet dereotu
1 yemek kaşığı un
3-4 yemek kaşığı zeytinyağı
1 adet kesme şeker
Su
Tuz
YAPILIŞI:
Baklalar ayıklanır ve yıkanır.(Taze fasulye gibi kenarlarından kılçıkları ayrılmalıdır)
İstenilen boyda kesilerek hazırlanır.
Geniş bir kaba su konur.1 yemek kaşığı un ilave edilerek baklalar suda 15 dakika bekletilir.
Zeytinyağı ve yemeklik doğranılan kuru soğanlar tencereye alınır.
Soğanlar pembeleşince suyu süzülen baklalar eklenir.
Baklalar bir iki çevrilip sararınca  tuz,şeker ve üzerini geçecek kadar sıcak su eklenir.
Kısık ateşte baklalar yumuşayana kadar fazla karıştırmadan pişirilir.
Ocağın altı kapatılınca ince ince kıyılan dereotu eklenerek karıştırılır.
Ilık veya soğuk olarak, üzerine yoğurt dökülerek servis edilir.

CEVİZLİ İRMİK HELVASI


Malzemeler:
2 yemek kaşığı tereyağı
1 kahve fincanı(türk kahvesi) sıvı yağ
1 su bardağı irmik
2 yemek kaşığı iri parça ceviz içi
1 yemek kaşığı kıyılmış ceviz içi(süslemek için)
1 su bardağı kadar toz şekeri(isteğe göre biraz azaltılabilir)
1 su bardağı süt veya su
YAPILIŞI:
Tencereye tereyağ ve sıvı yağ konarak ısıtılır.
İrmik eklenir.Karıştırılarak  kavrulmaya devam edilir Rengi dönmeye başlamadan cevizler eklenir.İrmiğin rengi dönene kadar yavaş yavaş kısık ateşte kavrulur. Ayrı bir tencerede su ve şeker karıştırılarak ısınması için ocağa konur.
Şeker eriyinceye kadar karıştırılır ve ılık olarak ocakta bekletilir.
İrmikler kahverengiye dönünce  şerbet karışımı üzerine dökülür.
İrmikler şerbeti çekinceye kadar karıştırarak pişirilir.
Ocak kapatılır.Tencerenin kapağı kapalı olarak demlenmeye bırakılır.
Dinlenen irmik helvası cevizle süslenerek servis edilir.

SÜTLÜ TAZE BAKLA ÇORBASI


Malzemeler:
250 gr taze bakla
2 yemek kaşığı zeytinyağı
1 adet orta boy kuru soğan
2 diş sarımsak
3 su bardağı et ya da tavuk suyu
2 su bardağı süt
1 su bardağı yoğurt
1 adet yumurtanın sarısı
1 yemek kaşığı un
Tuz, karabiber,pul biber
4-5 dal dereotu
 YAPILIŞI
Baklaların sapları ayıklanıp varsa kılçıkları temizlenir.Bol suda yıkanır.
İnce ince doğranır.
Soğan yemeklik küçük, sarımsaklar da ince doğranır.
Soğan, sarımsak, bakla ve yağ bir tencerede karıştırılarak 4-5 dakika kavrulur. Et veya tavuk suyu eklenerek baklalar yumuşayıncaya kadar pişirilir. Sütü ilave edip karıştırılır.
Orta ısılı ateşte, sık sık karıştırarak kaynayıncaya  kadar pişirilir.
Diğer taraftan, yoğurt, yumurta sarısı ve un bir kasede çırpılır. Kaynayan çorbanın suyundan 1 kepçe kadar alıp sosa ilave ederek sosun ılık hale gelmesi sağlanır
Tencerenin altı kapatılır.
Ilık sos çorbayı karıştırarak  ilave edilir.Bir taşım kaynayıncaya kadar karıştırılarak pişirilir.
Servis ederken üzerine kıyılmış dereotu ve pul biber serpilir. Sıcak olarak servis edilir.

SARIMSAK ÇAYI


SARIMSAK ÇAYI
Malzemeler:
2 su bardağı su
3 diş sarımsak
Çeyrek Limon suyu
1 tatlı kaşığı rendelenmiş taze zencefil(yoksa kuru olabilir)
YAPILIŞI:
Rendelenmiş zencefiller  kaynamaya başlayan suda 5 dak.kaynatılır.
Sarımsaklar ezilererek içine atılır ve ocak kapatılır.
İstenirse  limon sıkılabilir yada dilim şeklinde içine atılır.
Demlenmesi için yaklaşık 7-8 dakika kadar bekletilir.
Birer büyük fincan olmak üzere  sabah akşam öğün aralarında içilir.
Sarımsak Çayının Faydaları:
Genellikle güçlü kokusu sebebiyle yemekten sakındığımız sarımsağın, saç bakımından kalp hastalığı riskini düşürmeye kadar çok fazla yararı bulunur.
Sarımsak aynı zamanda doğal bir antibiyotiktir. Alerjilere karşı vücudun direncini arttırır, kan şekeri seviyesinin korunmasına yardımcı olur, yüksek tansiyonu ve kolesterolü düşürür. Bu yararları ile farklı kültürlerde senelerdir sağlık problemlerine karşı en çok kullanılan doğal ürünler arasında ilk sıralarda gelmektedir.
Hazırlaması gayet kolay olan sarımsak çayı ise vücudun toksinlerden temizlenmesine yardımcı olurken sindirim problemlerine iyi gelir. Ayrıca vücutta yağ yakımını da hızlandırır.

SAÇ TAVA


Malzemeler:
500 gr.Kuşbaşı kuzu eti
4-5 yemek kaşığı sıvı yağ
2 sivri biber
3-4 domates
1 yemek kaşığı salça
1-2 diş sarımsak
Tuz,karabiber,pul biber
1 su bardağı ılık su
YAPILIŞI:
Kuşbaşı doğranmış kuzu eti 5 dakika tencerede kendi halinde piştikten sonra sıvı yağ ilave edilerek  kavrulur.
Sonra ince doğranmış biberi ilave edilir.Bir süre karıştırılarak pişirilir.
Küçük doğranmış domatesler ve sarımsak  ilave edilir. isteğe göre çok az domates salçası eklenir.
Tuz, pul biber, kara biber ve dibi tutmasın diye bir bardak su ilave edilir.
Kısık ateşte etler yumuşayıncaya kadar pişirilir.Sıcak servis edilir.

FIRINDA DOMATES SOSLU KARNABAHAR


Malzemeler:
1 adet karnabahar (tuzlu ve limonlu suda haşlanmış)
2 yemek kaşığı zeytinyağı
3-4 diş sarımsak
3-4 adet sivri biber
4 adet domates
 Tuz,karabiber,pul biber
1 yemek kaşığı domates  yada biber salçası
1 su bardağı kadar rendelenmiş kaşar peyniri
YAPILIŞI:
Yıkanmış ve temizlenmiş karnabaharlar, limonlu ve tuzlu suda fazla yumuşatılmadan haşlanır.Süzülerek soğuk suya çıkartılır ve bekletilir.
Doğranmış sarımsaklar zeytin yağı konmuş tencereye atılır.Tadlarının yağa çıkması için biraz kavrulur.
Küçük doğranmış sivri biber ve domatesler ilave edilir. Domatesler hafifçe pişene kadar karıştırılır.
Salça eklenerek karıştırılır.
Karabiber, pul biber ve tuzu eklenir. Kapağı kapatılıp 10-15 dakika pişirilir.Domates sosu hazırdır.
Tuzlu ve limonlu suda haşlanmış karnabaharlar fırın tepsisine dizilir. Üzerlerine domates sosu yayılır.
Rendelenmiş kaşar peynirleri en üste serpilir.
Önceden 180 derece ısıtılmış fırında 15 dakika pişirilir. Kaşarlar eriyip yemeğin üzeri kızardığında fırından alınır.Sıcak ve ılık servis edilir.


RENKLİ BÖREK


Malzemeler:
5 adet yufka
Islatmak için zeytinyağı ve su karışımı
İç harçlar;
Kıyma,soğan,sıvı yağ ve baharatlar
Haşlanmış patates,soğan,sıvı yağ,baharatlar
Ispanak,sıvı yağ,soğan ve baharatlar
Havuç ve sıvı yağ
Üzeri için:Yumurta sarısı
YAPILIŞI:
Kıymalı harç:Az sıvı yağda ince doğranmış soğan pembeleştirilir.Kıyma ilave edilerek kavrulur.Tuz ve baharatlar eklenerek ocak kapatılır.
Havuçlu harç:Havuçlar rendelenerek az yağda sotelenir.
Patatesli harç:Patatesler haşlanır.Rendelenen patatesler az yağda pembeleştirilen soğanla birlikte sotelenir.Tuz ve baharatlar eklenerek hazır hale getirilir.
Ispanaklı harç:Yemeklik doğranan soğan az yağda pembeleştirilir.Soğanlara kıyılmış ıspanaklar eklenerek sotelenir.
Bir yufka tezgaha yayılır.Üzeri zeytinyağı ve suyla ıslatılır.
Hazırlanan bir iç harcı yayılan yufkanın içine konarak rulo şeklinde sarılır.Diğer 3 yufkaya da sırayla aynı işlemler yapılır.
4 farklı harçla hazırlanan 4 rulo olur. En son kalan yufka da ıslatılıp bu 4 rulo içine konarak tekrar rulo şeklinde sarılır. Büyük bir rulo yapılmış olur. Rulo ortadan ikiye bölünüp  streçleyerek buzdolabına konur.Bir gece dolapta dinlendirilir.Acele ise derin dondurucuya konarak bir saat bekletilir.
Pişirileceği zaman 2 cm kalınlığında dilimlenerek yağlı kağıt serili fırın tepsisine konur.
Kenarlarına yumurta sarısı sürülerek 180 derecelik fırında pişirilir.
NOT:3 malzeme ile de yapılabilir.Farklı malzemelerle ve farklı renklerle de yapılabilir.

KURU BÖRÜLCE PİLAKİ


Malzemeler:
2 su bardağı kuru börülce
1 orta boy havuç
1 orta boy patates
1 kuru soğan
1 yemek kaşığı domates salçası
1 tatlı kaşığı biber salçası
4-5 yemek kaşığı zeytin yağı
Tuz
YAPILIŞI:
Börülceler 2-3 saat  ılık suda bekletilir.Suyu süzülerek tekrar tencereye konarak  haşlanır.Önce çıkan kara suyu dökülür ve  tekrar tencereye su konarak 2. kez haşlanır.Bu suyu da dökülerek hazır hale getirilir.
Kabukları soyulan havuç ve patates küçük küp şeklinde doğranır.Soğan da küçük yemeklik doğranır.
Bir tencereye zeytinyağı konur.Doğranan soğan ilave edilerek pembeleştirilir.Üzerine doğranan havuç ve patates eklenir.Bir iki çevrilerek karıştırılır.Salçalar eklenir.Haşlanan börülceler eklenir.Tuz atılarak su ilave edilir.
Önce yüksek ateşte,sonra kaynayınca kısık ateşte pişirilir.Börülceler yumuşayınca ve yemek kıvamı gelince ocak kapatılır.Ilık ve soğuk servis edilir.

ISPANAKLI PASTA


Malzemeler:
Kek İçin;
 3 yumurta
 1 su bardağı şeker
 1/2 su bardağı süt
 3/4 su bardağı sıvı yağ (1 su bardağından 1 parmak eksik)
 1 su bardağı ıspanak püresi (500 g ıspanağı buharda pişirip blenderdan geçirebilirsiniz.)
 1 paket kabartma tozu
 1 paket vanilya
 2,5 su bardağı un
Kreması İçin;
 3 su bardağı süt
 1 çay bardağı un
 2-3 yemek kaşığı nişasta
 1 çay bardağı şeker
 1 yumurta sarısı
 1 yemek kaşığı sıvı yağ
 1 paket vanilya
YAPILIŞI:
Yumurtalar  ve şeker krema kıvamına gelene kadar çırpılır. Süt ve sıvı yağ eklenip çırpmaya devam edilir.
Ispanak püresi ekleyip iyice karışana kadar çırpılır. Un, kabartma tozu ve vanilya eklenerek karıştırılır.
Kek pişerken krema için bir tencerede önce yumurta sarısı ve şeker çırpılır.Sonra un, nişasta ve süt  eklenerek çırpılır. Orta ateşte sürekli karıştırarak koyulaşana kadar pişirilir. Ocaktan aldıktan sonar tereyağı ve vanilya ekleyip tekrar çırpılır. Soğuyana kadar kabuk bağlamaması için ara sıra karıştırarak soğuması beklenir.
Soğuyan kekin kenarları  ve ortasında oluşan bombe kesilerek  kek düzleştirilir. Kesilen parçalar daha sonra pastanın üzerine serpmek için rondoda kırıntı olana kadar çekilir.
Kek yatay olarak ortadan ikiye kesilerek iki kata ayırılır. Kremanın yarısını ilk katın üzerine sürüp ikinci katı yerleştirilir. Kalan krema ile kekin üzeri ve yanları kaplanır. Rondoda çekilen  kek kırıntılarıyla da  pastanın üzeri ve kenarları  kaplanarak süslenir.
İstenirse üzeri kalan krema yada krem şanti ile ve damla çikolatayla süslenerek servis edilebilir.

KURUT-KEŞ PEYNİRİ


Malzemeler:
Az yağlı yada yağsız yoğurt
Kaya tuzu       
Süzmek için bir bez torba      
YAPILIŞI:
Yoğurt, bez torba içine dökülür.Suyu çıkana kadar bekletilir.
Bir gün süzüldükten sonra torba üzerine bir taş konur ve 1- 2 gün daha suyunun çıkması için beklenir.
Bu aşamadan sonra yoğurt yumuşak bir peynir kıvamına gelmiştir ve 5 kg yoğurttan yaklaşık 1-1,5 kilo bir şey kalmıştır.
Kalan süzülmüş yoğurt bir tepsiye alınır üzerine kaya tuzu eklenerek yoğrulur. Tuz eklenmesinin nedeni raf ömrünü uzatmak içindir.
Daha sonra yoğurt ele alınarak misket büyüklüğünde yuvarlaklar yapılarak tepsiye dizilir. Üzerine ince bir bez örtülerek  güneşte kurumaya bırakılır.
İyice kuruyana kadar güneşte bekletilir. Tam kurumuş bir kurut peyniri taş kadar serttir. Genellikle rendelenerek kullanılır.
NOT:İçine farklı baharatlar katarak da değişik çeşitler yapılabilir.

HAŞHAŞLI REVANİ


Malzemeler:
3 yumurta
1 su bardağı şeker
1 su bardağı sıvı yağ
1 çay bardağı süt
1 su bardağı irmik
1 su bardağı siyah haşhaş
1 su bardağı un
1 kabartma tozu
1 vanilya
Şerbeti için:
1,5 su bardağı şeker
2 su bardağı su
1 tatlı kaşığı limon suyu
Üzeri için:
2 paket krem şanti
1,5 su bardağı süt
YAPILIŞI:
Önce şerbet hazırlanır ve soğumaya bırakılır.
Geniş bir kabın içine yumurtalar kırılır.Üzerine şeker eklenerek karıştırılır.Sonra yağ ve süt eklenir.Sırasıyla kuru malzemelerden un,irmik,haşhaş,kabartma tozu ve vanilya da eklenerek karıştırılır.
Hazırlanan karışım yağlanmış dikdörtgen borcama dökülür.(Farklı model tepsilere de dökülebilir)
180 derece önceden ısıtılmış fırında yaklaşık 40 dakika pişirilir.
Fırından çıkan tatlının ilk sıcaklığı gidince hazırlanan şerbet üzerine dökülür.Şerbeti çekene kadar bekletilir.
Üzeri için krem şanti ve süt birlikte karıştırılarak krema hazırlanır.Şerbetini çeken tatlının üzerine isteğe göre süslenerek servis edilir.

BROKOLİ VE HAVUÇLU KARNABAHAR TURŞUSU


Malzemeler:
1 orta boy karnabahar
2 adet havuç
1 kuru soğan
8 diş sarımsak
1 litre su
2 yemek kaşığı tepeleme salamura tuzu
2yemek kaşığı toz şeker
2 çay bardağı elma sirkesi(1kg şişe için 1 çay bardağı)
1 litrelik 2 kavanoz
YAPILIŞI:
Karnabahar,havuç ve brokoliler yıkanır.Soğan ve sarımsaklar soyulur.
Karnabahar ve brokolinin dalları ayrılır.Havuç soyulup halka şeklinde kesilir.Kuru soğan kesilerek dörde bölünür.
Bir tencerede su ile salamura tuzu kaynatılır.
Soğan dörde bölünür.2 parçası bir kavanoza konur.4 adet sarımsak da aynı kavanoza soğanın üzerine eklenir.Diğer kavanoz da aynı şekilde 2 parça soğan ve 4 adet sarımsak ile doldurulur.Karnabahar,brokoli ve havuçlar  kavanozlara eşit miktarda yerleştirilir.
Dolan her bir kavanoza 1 yemek kaşığı şeker ve 1 çay bardağı sirke konur.
Kaynamış olan tuzlu su sıcak olarak kavanozlara dökülür.Sıcakken kapak sıkıca kapatılıp ters çevrilir.
Bir gece böyle kalıp soğuması beklenir.Ertesi gün çevrilip kapağının tutup tutmadığı kontrol edilir.Tutmuşsa 1 yıl süre ile açılmadan bekleyebilir.Yaklaşık 2 hafta sonra yenilecek kıvama gelir.Afiyet olsun.

ZAHTER SALAMURASI VE SALATA(Hatay)


Malzemeler:
Zahter(kekik)
Tuz
Limon tuzu veya sirke
Limon
Zeytin yağı
Salata için:
Nar ekşisi
Domates
Taze soğan
YAPILIŞI:
Zahter yaprakları dallarından koparılarak ayrılır.
Zahter bol su ile yıkanır ve suyu iyice süzülür.
Tuz ve limon tuzu ile iyice ovularak karıştırılır.
Kavanozun altına kalın bir dilim limon konur.
Üzerine zahter konur.Kavanoza çok sıkı bastırılarak doldurulur.
Aralarında boşluk kalmaması gerekir.Bu uzun süre dayanmasını sağlar.
Kavanozun en üstüne kalın bir dilim limon konur ve üstüne gelecek kadar sızma zeytin yağı ilave edilir. Kavanozun ağzı kapatılarak serin ve gölge bir yerde tahmini 1 ay bekletilir.
Bir ayın sonunda muhteşem bir lezzet ile yemeye hazır olur.

Yapılan salamuradan bir miktar alınarak geniş bir kaba çıkarılır.Üzerine nar ekşisi,doğranmış domates ve soğan eklenerek karıştırılır.Salata olarak servis edilir.

TÜRKİYE DENİZLERİNDE AVLANAN BALIKLAR


Bir yarımada şeklinde olan ve üç tarafı denizlerle çevrili olan ülkemizde deniz balıkçılığı önemli bir potansiyel oluşturmakla beraber, gereken gelişmeyi kaydedememiştir. Bunun birçok nedeni vardır. Ülkemizde teknik yetersizlikler yanında usulsüz avlanma, trolle avlanma, üreme ve yuvalanma  alanında avlanma yasağı olan tarihlerde (15 Mayıs – 15 Ağustos) kaçak avlanma balıkçılık ekonomimize büyük zararlar verir.
Ülkemizde sanayi ve evsel atıkların arıtılmadan denize verilmesi, balıkların barınmasını ve çoğalmasını engellemektedir. Ayrıca balıkların önemli üreme ve yetişme ortamı olan dalyanlar da bataklık haline dönüşmektedir. Ülkemizde balıkçılığın gelişememesinde diğer bir neden de  halkımızın su ürünlerine besin kaynağı olarak fazla değer vermemesidir. Ancak son yıllarda özellikle büyük kentlerde sağlıklı beslenmenin temel koşullarından biri olarak su ürünleri önem kazanmaktadır. Aşağıda denizlerimizdeki ticari balık türlerini tanıtacağız.

1. Barbunya – Mullus Barbatus

Bir dip balığı olan barbunyanın boyu 40 cm’e kadar ulaşır. Kış aylarında sahile göçer. Ekonomik değeri yüksek, lezzetli bir balıktır. Avlanma sınırı 13 cm’dir. Kaya barbunyası, kum barbunyası, ot barbunyası ve paşa barbunu olmak üzere 4 çeşidi vardır.

Bunların içinde en makbulu kaya barbunyasıdır. Sırtı kırmızı ve karın kısmı beyaz olan kaya barbununun sırtında hiç gri leke bulunmaz. Kum ve ot barbunyasında ise sırt gri ile kırmızı renklerin karmaşası halindedir. Paşa barbununun her iki yanında çeneden kuyruğa doğru sarı bir şerit bulunur.  Tekir balığı ile çok karıştırılır. Tekir çene altı bıyıklarının uzunluğu, küt kafası ve birinci sırt yüzgeçindeki sarı siyah benekleri ile barbunyadan ayrılır. Barbunyanın balığın en lezzetli zamanı Ağustos ile Ekim ayları arasıdır. Ekim en yağlı ve lezzetli olduğu aydır.

2. Çipura – Sparus Aurata


Yarım kiloya yakın olanlarına lidaki denir. Akdeniz ve Ege’de yaygındır. Kültür balıkçılığına uygun olduğu için genellikle balıkçı tezgahlarında çiftlik çipurası bulunur. Tezgahlarda deniz çipurası çiftlik çipurasına göre daha az, ama daha lezzetlidir. Temmuz’dan Kasım’a kadar lezzetli olduğu aylardır. Ama en lezzetli olduğu aylar Eylül ve Ekim’dir.

3. Hamsi – Engraulis Encrasicolus

Türkiye’de en çok avlanan deniz balığıdır. Ağırlıklı olarak Karadeniz’den ve Marmara’dan avlanır. Karadeniz hamsisi Azak ve Karadeniz olmak üzere ikiye ayrılır. Azak hamsisinin burnu daha küttür. Azak Denizi’nde üreyip kışlamak üzere güneye, bizim Orta ve Doğu Karadeniz bölgesine inerler. Nisan sonunda da kuzeye göç ederler.

Karadeniz hamsisi ise kuzeybatı Karadeniz’de ürer, kışlamak üzere Kasım’dan Şubat’a kadar Trakya kıyılarına ve Marmara’ya göç eder. Nisan ayında da yumurtlamak üzere Karadeniz’e çıkar.
Ayrıca Marmara Hamsisi denilen, yalnız Marmara’da çıkan, daha küçük ve göç etmeyen bir hamsi türü de vardır. Ocak, Şubat, Kasım, Aralık en lezzetli olduğu aylardır.

4. İstavrit – Trachurus Trachurus & Trachurus Mediterraneus

 

Karasularımızda 2 türü vardır: Karagöz istavrit  ve sarıkuyruk istavrit. Küçüğüne kraça adı verilir. Sarıkuyruk, karagöze göre daha büyüktür. Sonbahar ve kış aylarında tüketilir ama Ekim ve Kasım en lezzetli olduğu aylardır.


5. Kefal – Mugilidae Ailesi



Kefal aslında 100’e yakın balık türünün ortak adıdır. Denizlerimizde 6 türü yaşıyor: Has kefal, altınbaş kefal, dudaklı kefal, mavri kefal, sivriburun kefal, rus kefali. Küçüğüne ilerya denir. En lezzetlisi has kefal ve altınbaş kefaldir. Nisan, Mayıs, kış ayları kefalin lezzetli olduğu dönemlerdir.

6. Kolyoz – Scomber Japonicus



Uskumruya benzer, ama aralarında belirgin farklar vardır. Kolyozun gözleri daha iridir. Kolyozun ağzı geriye doğru daha uzundur, uskumruya göre ağız yapısı daha kısadır. Uskumrunun yüzme kesesi çok küçüktür, kolyozun yüzme kesesi belirgin derecede büyüktür. Kolyoz daha yuvarlaktır, uskumru daha yassıdır. Kolyozun yanlarda sarımsı lekeler vardır, uskumrunun ise pembe gibidir. Uskumrunun sırt çizgileri aşağıya doğru oldukça düzgün paralel iner, kolyozda bu düzen yoktur, desenler daha karışıktır. Ama en önemlisi uskumru daha lezzetlidir. Ortalama uzunluğu 15- 30 cm, hatta 50 cm’ye kadar varabilir. Türkiye’de tüm denizlerde bulunur. Ocak ayı en yağlı zamanıdır.

7. Kupes – Boops Boops



Akdeniz, Ege, Marmara’da yaygındır. Deniz suyu sıcaklığı arttıkça yaşam alanları da genişler. Kupesin gözleri kocamandır ve biraz dikkatli bakarsanız gözlerinin üstünde sanki göz kapağıymış gibi kapanıp açılan saydam zarı görebilirsiniz. Kupes balıklarının ortalama boylan 20 cm.’dir. 35- 40 cm’yi bulan iri kupeslere de rastlanır. Eti oldukça lezzetlidir. Haziran- Eylül arasında en lezzetli aylarıdır.

8. Levrek – Dicentrarchus



Fazla gezici olmayan yerli balıklardan sayılır. Lezzetli ve ekonomik değeri yüksek olduğundan, deniz çiftliklerinde de üretilmektedir. Şubat-Mayıs arasında en lezzetli zamanıdır. Bayağı levrek ve benekli levrek olmak üzere iki tipi mevcuttur. Sırtlarındaki çok sayıda benek ile ayrılırlar. Benekli levrek Güney Ege ve Akdeniz’de, bayağı levrek ise bütün denizlerimizde görülür. Karadeniz’de kötek olarak da bilinen minekop da bu familyanın diğer bir türüdür.

9. Lüfer – Pomotomus Saltator



Büyüklüğüne göre lüferin çeşitleri şöyledir:
10 cm’ye kadar -> yaprak
11-13 cm arası -> çinekop
14-16 cm arası -> kaba çinekop
17-20 cm arası -> sarıkanat
21-30 cm arası -> lüfer
31-35 cm arası -> kaba lüfer
35 cm’den büyük -> kofana
Karadeniz ve Marmara’da bulunur. Ağustos, Eylül, Ekim en lezzetli aylarıdır. Soğuk denizde yaşayanları daha lezzetli olur. Türkiye’de ise Karadeniz ve Marmara’da avlananları daha lezzetlidir.

10. Mezgit – Merlangius Merlangus



Daha çok Marmara ve Karadeniz balığıdır. Türkiye’de 2 türü vardır. Türlerden birinde alt çenesinde küçük bıyık vardır. Tavuk balığı olarak da bilinen mezgit bütün denizlerimizde bulunmakla beraber en çok Karadeniz’de bulunur. Şubat, Mart, Nisan ayları arasında lezzetlidir.

11. Orkinos – Thunnus Thynnus



Tonbalığı olarak da bilinir. Eti konservecilikte kullanılır. Genç orkinoslar sürüler halinde palamutlarla birlikte Karadeniz’den Akdeniz’e göçerler. En bilinen türleri sarıkanat orkinos, güney mavi yüzgeçli orkinos, çizgili orkinos, uzun kanat orkinos ve kocagöz orkinos gibi türleridir.
Nisan’da Akdeniz’e giren orkinoslara, 1 Mayıs ile 15 Temmuz arasında âdeta bir avcı ordusu saldırıyor. Yaklaşık 50 tonluk yüzer kafeslerle yakalanan orkinoslar, balık çiftliklerine getiriliyor. Mayıs-Kasım arasında canlı balıklarla beslenen orkinoslar, bu süre içinde yaklaşık yüzde 50 oranında kilo alıyor. Kanlı görüntülerle iç sızlatan hasattan sonra orkinos etleri çoğunlukla Japonya’ya ihraç ediliyor. Mavi yüzgeçli orkinos, ekonomik ve ekolojik anlamda son derece değerli bir tür olmasına karşın, aşırı avlanma nedeniyle hızla yok olma tehlikesi altında.

12. Palamut – Sarda Sarda

Denizlerimizde giderek azalan balık türlerindendir. Bizans İmparatorluğu’nda şehrin sembollerindenmiş. Ağustos’tan Şubat ortalarına kadar en lezzetli olduğu aylardır.


Palamut boyuna göre şöyle isimlendirilir:
20 cm’ye kadar -> palamut vanozu
20-30 cm arası -> çingene palamutu
31-40 cm arası -> palamut
40-50 cm arası -> kestane palamutu
51-60 cm arası -> torik
61-65 arası -> sivri
65-70 cm arası -> altıparmak
70 cm’den büyük -> zindan delen
Torik ve toriğin büyük boyları palamuttan daha çok yağlıdır, bu nedenle tuzlama ve lakerdası tercih edilir. Palamut avı Ağustos ayında başlar. Önce Karadeniz’de sürüler halinde vanoz ve çingene palamutu, Eylül’den itibaren de palamut gelmeye başlar.

13. Sardalya – Sardina Pilchardus



Akdeniz, Kuzey Ege, Marmara’da bol bulunur. Son yıllarda suların ısınması nedeniyle Karadeniz’de de görülmeye başlanmıştır. Hamsinin yakın akrabası sardalya kurutularak, tuzlanarak hatta balık yağı ve balık unu elde etmekte kullanılır.
Sardalya adı konserve işleminden dolayı konserve ile özdeşleşmiştir. Sardalyanın küçüğüne papalina denilir, ayıklamadan kızartılır. Tirsi ise sardalyanın büyüğüne denilir. Kıl tarzında çok kılçığı vardır ve sardalya kadar lezzetli değildir. Sürü halinde yazın orta, kışın derin sularda yaşayan gezici balıklardır. Eskiden deniz üstünün ateş aydınlatmasıyla avcılığından ötürü ateş balığı diye de tanınır. En lezzetli ayları Temmuz-Ekim arasıdır.

14. Uskumru – Scomber Scombrus

1970’li yıllarda kışlak yeri olan Marmara-Karadeniz’i aşırı kirlenme nedeniyle terk ederek Kuzey Ege’ye yerleşti. Eti çok lezzetlidir. Bol avlanılan uskumru, şimdilerde ekolojik nedenlerle seyrek rastlanan adeta tükenmiş bir balıktır. Kolyoza çok benzeyen uskumru büyüklüğüne göre üç değişik ad ile adlandırılır.



En küçüğüne kalinarya denir. 20-25 cm civarında ve yağlı olanları uskumru, dönüş uskumrusu ise çiroz olarak adlandırılır. Yazın yakalananlara ise lipari denir. En lezzetli olduğu dönemler yumurtlamaya başladığı Eylül’den Ocak ayı sonuna kadardır.

15.  Çaça

Çaça balığının özel avcılığı yapılmaz. Buna karşı denizlerde ekonomik değeri çok yüksek olan uskumru, palamut, torik gibi balıklar için yem değeri vardır. Sardalya balığına benzer. Kuzey Avrupa ülkelerinde konservesi çeşitli isimlerle pazarlanır. Genellikle Karadeniz’de bulunurlar. Ocak ayında sürüler halinde Marmara Denizi’ne gelirler.


16. Kalkan –  Scophthalmus Maximus

Bir dip balığı olan kalkan, Karadeniz’in en tanınmış balıklarındandır. Boğazlar, Marmara, Ege ve Akdeniz’de seyrek rastlanır. Gezici balık değildir. Bütün hayatı dipte yatmakla geçer. Karadeniz’in bu ünlü balığı bütün yassı, oval vücudu, bir tarafı siyaha yakın diğer tarafı beyaz rengi ve beyaz tarafındaki düğmeleri ile tanınır.



Her iki tarafı siyah olan kaya kalkanına nadiren rastlanır. Kaya kalkanı daha çok Sinop, Samsun yörelerinde çıkar. İstanbul Boğazı’nın kuzeyinde, Karadeniz’in batısında avlanan kalkan bir tarafı siyah, bir tarafı beyaz olan bayağı kalkandır. En lezzetli zamanı Ocak sonundan Mart ortalarına kadardır.

17. Mercan –  Sparus Pagrus



Açık kırmızı renkli, eti beyaz, pullu çok lezzetli kıymetli bir balıktır.
Marmara, Akdeniz, Ege’de yaygındır. 4 türü vardır: Kırma mercan, lekeli mercan, çizgili mercan, fangri mercan. Kırma ve lekeli mercanın en lezzetlisi ve ekonomik değeri yüksek olanıdır. En lezzetli olduğu aylar Nisan’dan Haziran’a kadar geçen süredir.

18. Kılıç Balığı – Xiphias Gladius

Sıcaklığa göre Marmara ve Karadeniz arasında dolaşıp Akdeniz’e göçerler. Açık deniz balığıdır. 800 m derinliğe inebilir. Türkiye’yi çevreleyen denizlerde artık nadir görülen çok lezzetli bir balık türüdür. Akdeniz ve Ege’de yıl boyunca, Karadeniz’de ise yalnız yaz ayları görülür. Her mevsimde yenebilen kılıçın en lezzetli zamanı Eylül-Şubat arasıdır.


19. Tekir – Mullus Surmuletus

Etinin lezzeti Eski Roma çağlarından beri namlıdır. Bol avlanılan, ekonomik değeri yüksek bir balıktır. Dört mevsim yenebilecek bu balığın en lezzetli zamanı, aynen barbunyada olduğu gibi Temmuz-Ekim ayları arasıdır. Çoğu zaman birbiri ile karıştırılan iki kuzendir barbunya ve tekir.



Yaşam alanları, renkleri, biçimleri hemen hemen birbiri ile aynıdır. Dikkatli olmayan gözler aradaki farkı kolay kolay anlamazlar. Tekirin başı daha uzuncadır ve tabi sırt yüzgecinde bulunan hareler ise oldukça belirgindir. Doğal kafa yapılarından dolayı barbunyaların ağızları göz hizasına kadar gelir, fakat tekirlerde bu böyle değildir. Kafalarının şekline nazaran sırt yüzgeçlerinde hare olup olmayışı daha kolay ayırt edilebilir.

20. Trança – Pagru Ehrenbergi

Mercan ailesinden ve Fangri ile aynı türdendir. Ege’nin ünlü balığıdır. Kabukluyu kırıp yiyebilir. Hermafrodit, hem erkek hem de dişi karakteri gösterir. Boyu 30 – 50, en çok 75 cm olur. Eti beyaz ve lezzetlidir. Geçmişte aşırı avlanılması neslini çok azaltmıştır. Ağustos-Eylül arasında eti lezzetlidir.


21. Kırlangıç – Trigla Lucerna & Trigla Hirunda

Çok gelişmiş solungaçları ve gırtlak yapısı medeniyle uğultu, inilti gibi değişik frekanslarda ses çıkarırlar. Bu ses nedeniyle birçok balıkçı tarafından inleyen balık diye adlandırılır ve uğursuz sayılır. Ege, Akdeniz ve Marmara’nın fazla göç etmeyen, yerli balığıdır. Kısmen Karadeniz’de rastlanır. Ilık denizlerin sahil yakınlarında 5 – 300 m derinliklerin diplerinde çiftler halinde yaşar. Küçüklerine derviş balığı da denir. Özellikle çorbası çok lezzetli olur.


22. Sinarit – Dentex Dentex

Sinarit balıkları 20 yaşından sonra yavaş büyürler. 20. yaştan sonraki 10 senede sadece 5 cm boy atarlar. Nadiren 1 metre boya ve 10 kg ağırlığa ulaşırlar. Ama çok iri sinarit lezzetli olmaz.


Sinarit sivri dişlere ve kuvvetli bir çeneye sahiptir. Ege Denizi ve Akdeniz’in bazı yerleri, Ayvalık-Dikili arası, Marmara Adası civarı, Kapıdağı sahilleri, Tekirdağ, Saroz körfezi, Çanakkale Boğaz’ında bulunurlar. Mercana benzer ama başı daha küçük ve uzundur. Ensesi basıktır. Yine mercana oranla vücut yüksekliği daha az ve daha uzundur. Mercanın kırmızılığı yerine sinarit eflatun renkler taşır. Temmuz’dan Eylül sonuna kadar en lezzetli zamanıdır.